Sürücüler dikkat! Yol hipnozunun hayatınızı almasına izin vermeyin!
Esmanur GÜLBAHAR – Herkes Duysun / İSTANBUL (İGFA)- Yol hipnozu, sürücülerin 2-3 saatten fazla sürekli direksiyon başında kaldıklarında yaşadıkları bir durumdur. Ayrıca sürücünün yorulmasından daha erken bir zamanda da görülebilmektedir. Yol hipnozuna maruz kalan bir sürücü zaman ve mekanla bağını kaybeder. Gözleri açık ama içeride uyuduğu için yanındaki yolcuların çoğu durumu fark etmiyor.
YOL HİPNOZU VAKALARINDA ORTAK DURUMLAR
Yol hipnozu olaylarında sık karşılaşılan durumlara değinen Dedeoğlu, ilk koşulun kazanın hız sınırının yüksek olduğu ve yolun sürekli düz olduğu kesimlerde meydana gelmesi olduğuna dikkat çekerek, “Araştırmalar kazaların uykusuzluk veya yorgunluktan kaynaklandığını gösteriyor. Hız sınırlarının yüksek olduğu otoyollarda ve her zaman düz olan yollarda daha sık.” gösterir. Özellikle düz yollarda gözlerini aynı noktada tutmak yorgun bir sürücünün uykuya dalmasını kolaylaştırıyor.” söz konusu.
İleri Sürüş Teknikleri Uzmanı, ikinci sık görülen durumun ise sürücünün kazayı önlemek için herhangi bir girişimde bulunamaması olduğunu belirterek, “Kaza verileri, uykulu sürücülerin kazayı önlemek için harekete geçme ihtimalinin çok düşük olduğunu gösteriyor. “Nadiren de olsa, araçları yoldan çıkan sürücülerin rutin olmayan bir şok veya başka bir uyarı (korna sesi gibi) sonucu son anda uyandıklarını ancak gerekli donanıma sahip olmadıkları için kazayı önleyemediklerini gösteriyor. Yeterli ve doğru önlemleri almak için yeterli zaman.” Şu şekilde konuştu:
Selçuk Dedeoğlu üçüncü şartın ise ‘Sürücünün araçta yalnız olması’ olduğunu belirterek, “Uykulu araç kullanmaktan kaynaklanan kazaların yaklaşık yüzde 80’inde sürücünün araçta yalnız olduğu belirlendi. Direksiyon başında uyuyan ancak kaza yapmayan sürücülerin araçta yalnız olmadığı gözlemlendi.
SÜRÜCÜ YORGUNLUK VE UYKUSUZLUĞUNUN TRAFİK GÜVENLİĞİNE ETKİSİ
Yorgun ve uykulu araç kullanmanın en az alkollü araç kullanmak kadar tehlikeli olduğunu vurgulayan Dedeoğlu, “Her ne kadar birçok kişi alkollü araç kullanmanın ne kadar tehlikeli olduğunun bilincinde ve bilincinde olsa da yorgun ve uykulu araç kullanmak tehlikelidir. en az alkollü araç kullanmak kadar tehlikelidir ve bu durum kazaların en önemli nedenlerinden biri olduğu gerçeğini ya yeterince bilmiyorlar ya da görmezden geliyorlar.Uykusuzluk tıpkı alkolün etkisi altındayken olduğu gibi sürüş performansını olumsuz etkiliyor. ve uyuşturucu gibi ciddi trafik kazalarına neden olan; ABD Ulusal Karayolu Trafik Güvenliği İdaresi (NHTSA) verilerine göre her yıl yaklaşık 100.000 kaza (tüm kazaların %1,5’i) ve yaklaşık 1500 ölüm (tüm ölümcül kazaların %4’ü) nedeniyle meydana gelmektedir. Yorgun ve uykusuz araç kullanmak Ülkemizde yapılan bir araştırmaya göre kaza nedenlerinin yüzde 17,1’ini yorgun ve uykulu araç kullanmak oluşturuyor.” söz konusu.
DİREKSİYONDA YORGUNLUK VE UYKU BELİRTİLERİ
İleri Sürüş Teknikleri Uzmanı Selçuk Dedeoğlu, direksiyon başındayken kolayca yorgunluk ve uykusuzluk belirtilerinin görüldüğünü belirterek, “Bunlar gözlerde karıncalanma, göz kapaklarında ağırlaşma, boyunda gerginlik, sırt ağrısı, esneme, başı dik tutmada zorluktur. , konuşurken dilin peltek olması, gözleri belli bir noktaya odaklamada zorluk.” “Çekme, mesafe tahmininde hata yapma, trafik işaretlerini atlama veya hatırlamama.” söz konusu.
SÜRÜCÜ Yorgunluğunu Etkileyen Faktörler
Başta ticari araç ve ağır vasıta sürücüleri olmak üzere sürücülerin yorgun ve uykulu olma nedenlerine ilişkin araştırma incelendiğinde Dedeoğlu, uykusuz araç kullanmaya ilişkin faktörlerin dört temel küme altında toplandığını belirterek, bu faktörleri şu şekilde sıraladı:
a) Zaman: Aracın günün hangi saatinde ve ne kadar süre kullanıldığı yorgunluk ve uykusuzluğu belirleyen en temel faktör olarak görülmektedir.
b) Direksiyona geçmeden önce uykulu olmak veya yeterince uyuyamamak: Araştırmalar ortalama 16 saatten fazla uykusuz kalmanın sonucunda sürüş performansında ciddi bozulmaların başladığını ve trafik güvenliği açısından ciddi tehlikelerin başladığını gösteriyor.
c) Uyku bozukluğu: Ağır vasıta sürücülerinde daha sık görülen çeşitli sağlık sorunlarına (uyku apne sendromu ve narkolepsi gibi) bağlı uyku bozuklukları, sürücülerin direksiyon başında uykuya dalmasına neden olmakta ve trafik güvenliği açısından ciddi tehlikeler oluşturmaktadır.
d) Çevresel faktörler: Yolların monotonluğu, uyarı tedbirlerinin olmayışı, iklim koşullarının elverişsizliği ya da sürücülerin ihtiyaç duyduklarında dinlenme ve uyku molası vermelerine olanak tanıyacak tesislerin veya dinlenme alanlarının bulunmaması, trafikte olumsuzluk yaratan önemli faktörler arasında sayılabilir. yorgunluğu arttırır.
Dedeoğlu ayrıca, “Emniyet Genel Müdürlüğü olarak bu tür sorunların ortadan kaldırılması, yorgun ve uykusuz sürücülerin muayene istasyonlarında dinlenip uyumalarına imkan sağlanması ve bu hizmetin tüm karayollarındaki trafik kontrol istasyonlarına yaygınlaştırılması için çalışmalar yapılıyor.” söz konusu.
YORGUNLUK VE UYGULAMASIZLIK NEDENİYLE EN ÇOK KİMLER KAZA TEHLİKESİ ALTINA ALINIR?
İleri Sürüş Teknikleri Uzmanı Selçuk Dedeoğlu, yorgunluk ve uykusuzluk nedeniyle meydana gelen kazaların özellikle ağır vasıta sürücüleri, uzun süre dinlenmeden araç kullanan sürücüler, sık sık gece yolculuk yapanlar ve uyku bozukluğu (aşırı gündüz sürüşü) olan kişilerde sık görüldüğünü belirtiyor. kronik uykusuzluk, narkolepsi veya uyku apnesi gibi durumlar). Uyku getirici ilaç kullananları (uykusuzluğa neden olan rahatsızlıklar), alkollü araç kullananları, vardiyalı sistemde çalışanları ve şeker hastalarını tehdit ettiğini belirtti.
ALINACAK ÖNLEM VE ÖNERİLER
Uykulu ve yorgun araç kullanmaya karşı alınacak tedbirlerin ya doğrudan uykulu araç kullanmayı engellemeye yönelik ya da uykusuzluk oluştuktan sonra durumu düzeltmeye yönelik olduğunun altını çizen Dedeoğlu, şöyle konuştu: “Yeterli uyku alarak uykusuzluğun önlenmesi her türlü telafi edici önlemden hem daha kolay hem de daha etkilidir. . Uykululuk sonrası alınan önlemlerin etkisi uzun sürmez. En fazla, sürücülerin uyuyacak bir yer bulmasına yetecek kadar süre etkili olabilir. “Kafein alımı, radyo dinlemek, araçtan kısa bir yürüyüşe çıkmak, camı açmak vb. geçici önlemler kesinlikle yeterli uyku alışkanlığının yerini almamalı ve sürücülerin uykulu olmasını sağlayacak etkili stratejiler olarak algılanmamalıdır.” Hedeflerine güvenli bir şekilde ulaşmaları için.” Sürücülerin bu konuda alabileceği önlemleri ise şöyle sıraladı:
SÜRÜCÜLERİN ALABİLECEĞİ ÖNLEMLER
a) Direksiyona geçmeden önce:
Uykusuzluğa neden olan hastalıkların tedavisi
Yeterli uyku almak için zamanın uygun şekilde planlanması
· Uykuluyken yasal sınırın altında dahi olsa alkol almaktan kaçının.
Gece saat 12 ile sabah saat 6 arasında mümkün olduğunca araç kullanmaktan kaçının.
· Uyku verici ve narkotik etkisi olan ilaç tedavisi sırasında araç kullanmaktan kaçının.
b) Direksiyon başındayken:
Uzun süre araç kullanırken düzenli aralıklarla dinlenme molaları vermek
· Aralıklı molalar vererek günde ortalama 8-9 saatten fazla araç kullanmamak.
· Kendinizi yorgun ve uykulu hissediyorsanız, araba kullanmayı bırakın ve yeterince uyuyuncaya kadar uygun bir yerde uyuyun.
· Yolculuğa devam etmeden önce kısa bir uyku molası vermek: 15-20 dakikalık uyku molalarının performansı arttırdığı görülmüştür.
Bu konuyla ilgili laboratuvar ortamında yapılan bir araştırmaya örnek veren Dedeoğlu, “35 saat boyunca altı saatte bir alınan uyku molalarının performansın korunmasında etkili olduğu tespit edildi. Bazı araştırma sonuçları, kahve, çay veya kola gibi kafein içeren uyarıcıların uykulu kişilerde dikkati artırdığını gösteriyor. Ancak kafeinin performans üzerinde deneysel olarak kanıtlanmış etkileri olsa da bu etkilerin kısa süreli olduğu ve ancak dinlenecek uygun bir yer bulana kadar işe yarayabileceği ve uykusuzluğu gidermenin en etkili yolunun sadece uyumak olduğu göz ardı edilmemelidir. “Uzun bir yolculuğa çıkarken alınacak önlemler, uzun bir yolculuğa çıkmadan önce alacağınız küçük ama değerli bazı önlemler, çok daha güvenli ve keyifli yolculuk yapmanızı sağlayabilir.” Şeklinde konuştu.
PERİYODİK BAKIMLARA DİKKAT!
Aracın periyodik bakım süresi geçmişse yola çıkmanın sıkıntıları da beraberinde götürmek anlamına geldiğini belirten Dedeoğlu, “Bakımı geçmiş bir araçta ufak motor sorunları, fren sorunları gibi can sıkıcı durumlar meydana gelebilir. O halde önlemlerinizi alın ve yola çıkın. Kirli hava filtresi ve eski yağ, motorun verimliliğini azaltır. Periyodik bakıma gidemiyorsanız en azından hava filtresini ve yağını zamanı geldiğinde değiştirin. “Ayrıca frenlerle ilgili olarak en azından balataları kontrol ettirin.” Dikkat edilmesi gereken diğer konuları da şöyle sıraladı:
Rotanızdaki hava ve yol koşulları
Aracınızın lastiklerinin sağlığı ve mevsimsel uygunluğu
Sileceklerin ve silme sıvısının kontrol edilmesi
Uzun yolculuk öncesi küçük önlem paketi
Uyumadan yola çıkmayın
cermikajans.xyz